|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
döneminin en iyisi |
the best of its period i.
|
|
2 |
Genel |
döneminin en iyisi |
the best of its era i.
|
|
3 |
Genel |
çağının en iyisi |
the best of its age i.
|
|
4 |
Genel |
türünün en iyisi |
best of breed i.
|
|
5 |
Genel |
en iyinin iyisi |
the best of the best i.
|
|
6 |
Genel |
sınıfının en iyisi |
the best in its class i.
|
|
7 |
Genel |
son zamanların en iyisi |
the best of recent times i.
|
|
8 |
Genel |
türünün en iyisi olan şey |
caviar i.
|
|
9 |
Genel |
türünün en iyisi olan şey |
aristocrat i.
|
|
10 |
Genel |
yapılabileceklerin en iyisi |
best i.
|
|
11 |
Genel |
elden gelenin en iyisi |
best i.
|
|
12 |
Genel |
türünün en iyisi |
magnifico i.
|
|
13 |
Genel |
en iyisi olma |
optimism i.
|
|
14 |
Genel |
en iyisi olma |
optimity i.
|
|
15 |
Genel |
elden gelenin en iyisi |
devoir [obsolete] i.
|
|
16 |
Genel |
türünün en iyisi |
pearl i.
|
|
17 |
Genel |
elinden gelenin en iyisi |
possible i.
|
|
18 |
Genel |
grup veya sınıfın en iyisi |
pride i.
|
|
19 |
Genel |
grubun en iyisi |
prime i.
|
|
20 |
Genel |
türünün en iyisi kabul edilen şey |
rolls-royce i.
|
|
21 |
Genel |
türünün en iyisi |
sugarplum i.
|
|
22 |
Genel |
alanının en iyisi |
superlative i.
|
|
23 |
Genel |
elinden gelenin en iyisi |
full s.
|
|
24 |
Genel |
döneminin en iyisi |
best of its period s.
|
|
25 |
Genel |
döneminin en iyisi |
best of its era s.
|
|
26 |
Genel |
türünün en iyisi |
best of its kind s.
|
|
|
27 |
Genel |
sınıfın en iyisi |
best in class s.
|
|
28 |
Genel |
çağının en iyisi |
best of its era s.
|
|
29 |
Genel |
sınıfının en iyisi |
top of the range s.
|
|
30 |
Genel |
türünün en iyisi |
par excellence s.
|
|
31 |
Genel |
türünün en iyisi |
tophole [brit] s.
|
|
32 |
Genel |
türünün en iyisi olan |
marvelous s.
|
|
33 |
Genel |
mevcudun en iyisi |
ideal s.
|
|
34 |
Genel |
türünün en iyisi |
ideal s.
|
|
35 |
Genel |
en iyisi olan |
good s.
|
|
36 |
Genel |
türünün en iyisi olan |
first-class s.
|
|
37 |
Genel |
hepsinin içinde en iyisi |
best of all zf.
|
|
38 |
Genel |
alanının en iyisi anlamına gelen bir ön ek |
super- ök.
|
|
39 |
Genel |
maçın en iyisi |
bim (best in match) kısalt.
|
|
40 |
Genel |
gösterinin en iyisi |
bis (best in show) kısalt.
|
|
Phrases |
|
41 |
İfadeler |
bu makine işlevsel olarak en iyisi |
this machine is functionally top i.
|
|
42 |
İfadeler |
mümkün dünyaların en iyisi |
the best of all possible worlds expr.
|
|
43 |
İfadeler |
özellikleri açısından dünyanın/piyasanın en iyisi/mükemmeli |
best of all worlds expr.
|
|
44 |
İfadeler |
tüm dünyada/piyasada bulabileceğinin en iyisi/mükemmeli |
best of all worlds expr.
|
|
45 |
İfadeler |
şu ana kadar en iyisi |
the best-so-far expr.
|
|
46 |
İfadeler |
olabileceğin en iyisi |
as good as it gets expr.
|
|
Proverb |
|
47 |
Atasözü |
pot kırmamak için en iyisi susmak |
a closed mouth gathers no feet
|
|
48 |
Atasözü |
boş boş konuşmaktansa en iyisi susmak |
a shut mouth catches no flies
|
|
49 |
Atasözü |
gaf yapmamak için en iyisi susmak |
a closed mouth gathers no feet
|
|
50 |
Atasözü |
çam devirmemek için en iyisi susmak |
a closed mouth gathers no feet
|
|
51 |
Atasözü |
bir şey seni mutsuz kılıyorsa en iyisi onu hiç bilmemek gerekir |
where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise
|
|
52 |
Atasözü |
pot kırmamak için en iyisi susmak |
a closed mouth gathers no feet
|
|
53 |
Atasözü |
boş boş konuşmaktansa/pot kırmaktansa en iyisi susmak |
a fly will not get into a closed mouth
|
|
Colloquial |
|
54 |
Konuşma Dili |
bir şeyin en iyisi |
honey of a something i.
|
|
55 |
Konuşma Dili |
bir alanın en iyisi |
ringer [australia] i.
|
|
56 |
Konuşma Dili |
sınıfının en iyisi olan şey |
dandy i.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
en iyisi (bir şeyi yapması) olmak |
had (just) as soon (do something) f.
|
|
58 |
Konuşma Dili |
en iyisi (bir şeyi yapması) olmak |
would (just) as soon do something f.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
en iyisi/iyi olmak |
rule ok f.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
en iyisi yapmak |
best do f.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
en iyisi (bir şeyi) yapması olmak |
had as soon do f.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
türünün en iyisi |
best of its kind s.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
türünün en iyisi |
of the first order s.
|
|
64 |
Konuşma Dili |
türünün en iyisi |
of the first magnitude s.
|
|
65 |
Konuşma Dili |
tüm zamanların en iyisi |
greatest of all time s.
|
|
66 |
Konuşma Dili |
en iyisi hiç söylememek/anlatmamak |
better left unsaid expr.
|
|
67 |
Konuşma Dili |
en iyisi hiç konuşmamak |
better left unsaid expr.
|
|
68 |
Konuşma Dili |
hayal edebileceğinin/bulabileceğinin en iyisi |
of your dreams expr.
|
|
69 |
Konuşma Dili |
en iyisi (bir şeyi yapmam) olmak |
I'd (just) as soon (as) do something expr.
|
|
70 |
Konuşma Dili |
tüm zamanların en iyisi |
goat (greatest of all time) expr.
|
|
71 |
Konuşma Dili |
elinden gelenin en iyisi |
as best one can expr.
|
|
72 |
Konuşma Dili |
içlerindeki en iyisi |
best of the bunch expr.
|
|
73 |
Konuşma Dili |
aralarındaki en iyisi |
best of the bunch expr.
|
|
74 |
Konuşma Dili |
al, geliştir, en iyisi ol |
eee (embrace, extend, and extinguish) expr.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
al, geliştir, en iyisi ol |
embrace, extend, and extinguish expr.
|
|
Idioms |
|
76 |
Deyim |
benzeri şeylerin en iyisi |
the mother of all i.
|
|
77 |
Deyim |
bir topluluğun en iyisi |
pick of the litter i.
|
|
78 |
Deyim |
bir grubun en iyisi |
best thing since sliced bread i.
|
|
79 |
Deyim |
en iyilerin en iyisi |
the best of the best i.
|
|
80 |
Deyim |
en iyilerin en iyisi |
the cream of the crop i.
|
|
81 |
Deyim |
grubun en iyisi |
pick of the litter i.
|
|
82 |
Deyim |
olabilecek en iyisi |
top-flight i.
|
|
83 |
Deyim |
olanların/eldekilerin en iyisi |
pick of the litter i.
|
|
84 |
Deyim |
şimdiye kadar yapılanların en iyisi |
greatest thing since indoor plumbing i.
|
|
85 |
Deyim |
şimdiye kadar görünenler arasında en iyisi |
best thing since sliced bread i.
|
|
86 |
Deyim |
(içlerinden) en iyisi |
the best of the lot i.
|
|
87 |
Deyim |
(bir grubun) en iyisi |
the pick of the bunch i.
|
|
88 |
Deyim |
(bir grubun) en iyisi veya değerlisi |
the jewel in the crown i.
|
|
89 |
Deyim |
türünün en iyisi |
the only show in town i.
|
|
90 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi |
the uncrowned king of (something) i.
|
|
91 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi |
the uncrowned queen of (something) i.
|
|
92 |
Deyim |
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse |
the uncrowned king/queen of (something) i.
|
|
93 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi |
the mother of all (something) i.
|
|
94 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi |
the father of all (something) i.
|
|
95 |
Deyim |
(birinin) elinden gelenin en iyisi |
(one's) best foot forward i.
|
|
96 |
Deyim |
(birinin) yapabileceğinin en iyisi |
(one's) best foot forward i.
|
|
97 |
Deyim |
(birinin) elinden gelenin en iyisi |
(one's) best shot i.
|
|
98 |
Deyim |
(birinin) yapabileceğinin en iyisi |
(one's) best shot i.
|
|
99 |
Deyim |
(birinin) elinden gelenin en iyisi |
(one's) level best i.
|
|
100 |
Deyim |
(birinin) yapabileceğinin en iyisi |
(one's) level best i.
|
|
101 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi |
an ace i.
|
|
102 |
Deyim |
elinden gelenin en iyisi |
an all-out effort i.
|
|
103 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi |
an ace i.
|
|
104 |
Deyim |
elinden gelenin en iyisi |
an all-out effort i.
|
|
105 |
Deyim |
aralarında en iyisi |
flower of the flock i.
|
|
106 |
Deyim |
aralarında en iyisi/iyileri |
the flower of i.
|
|
107 |
Deyim |
şimdiye kadar yapılanların en iyisi |
the greatest thing since indoor plumbing i.
|
|
108 |
Deyim |
bir şeyin en iyisi |
the mother of something i.
|
|
109 |
Deyim |
her şeyin en iyisi ile geçinmek |
live on the fat of the land f.
|
|
110 |
Deyim |
bir şeyin/konunun en iyisi olmak |
be the living end f.
|
|
111 |
Deyim |
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi (olmak) |
(be) the uncrowned king/queen (of something) f.
|
|
112 |
Deyim |
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse olmak |
be the uncrowned king/queen (of something) f.
|
|
113 |
Deyim |
en iyisi bir şey yapmak |
(had) best do something f.
|
|
114 |
Deyim |
en iyisi olmak |
be second to none f.
|
|
115 |
Deyim |
en iyisi olmak |
be without equal f.
|
|
116 |
Deyim |
en iyisi olmak |
have no equal f.
|
|
117 |
Deyim |
en iyisi olmak için uğraşmak |
go for (the) gold f.
|
|
118 |
Deyim |
en iyisi olmaya çabalamak |
go for (the) gold f.
|
|
119 |
Deyim |
dünyaya gelmiş/ayak basmış kişiler arasında en iyisi/yeteneklisi vs. |
as ever trod shoe-leather s.
|
|
120 |
Deyim |
bu fiyata en iyisi bu |
dollar for dollar expr.
|
|
121 |
Deyim |
şimdiye kadar yapılanların en iyisi |
the greatest thing since sliced bread expr.
|
|
122 |
Deyim |
türünün en iyisi |
best one of its kind expr.
|
|
123 |
Deyim |
türünün en iyisi |
the only game in town expr.
|
|
124 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a class by itself expr.
|
|
125 |
Deyim |
mümkün dünyaların en iyisi |
the best of all possible worlds expr.
|
|
126 |
Deyim |
içlerinden en iyisi |
best of all worlds expr.
|
|
127 |
Deyim |
olabileceğin en iyisi |
the best of all possible worlds expr.
|
|
128 |
Deyim |
mümkün dünyaların en iyisi |
the best of all possible worlds expr.
|
|
129 |
Deyim |
mümkün dünyaların en iyisi |
the best of all possible worlds expr.
|
|
130 |
Deyim |
tüm zamanların en iyisi |
goat (greatest of all time) expr.
|
|
131 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a class by (oneself) expr.
|
|
132 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a class of its own expr.
|
|
133 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a class of one's own expr.
|
|
134 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a league of its own expr.
|
|
135 |
Deyim |
türünün en iyisi |
in a league of one's own expr.
|
|
136 |
Deyim |
(bir şey) içinde en iyisi/iyileri |
the flower of (something) expr.
|
|
137 |
Deyim |
olabilecek en iyisi |
as good as they come expr.
|
|
Speaking |
|
138 |
Konuşma |
ben hazırlanayım en iyisi |
I'd better get ready expr.
|
|
139 |
Konuşma |
bulabileceğinin en iyisi bu muydu? |
is this the best you can do? expr.
|
|
140 |
Konuşma |
en iyisi... |
it's best if... expr.
|
|
141 |
Konuşma |
en iyisi böyle |
this way is the best expr.
|
|
142 |
Konuşma |
en iyisi böyle |
this is the best possible way expr.
|
|
143 |
Konuşma |
en iyisi şudur |
it seems best expr.
|
|
144 |
Konuşma |
hangisi en iyisi? |
which is the best? expr.
|
|
145 |
Konuşma |
en kolay yol her zaman en iyisi değildir |
the easiest way isn't always the best expr.
|
|
146 |
Konuşma |
en iyisi böyle |
this is the best way expr.
|
|
147 |
Konuşma |
yapabileceğinin en iyisi bu mu? |
is that the best you can do? expr.
|
|
148 |
Konuşma |
yapabileceğimin en iyisi bu |
that is the best that I can do expr.
|
|
Trade/Economic |
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
olası çözümler içinde en iyisi |
optimal solution i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
sektörünün en iyisi |
best-in-industry i.
|
|
Politics |
|
151 |
Siyasal |
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme |
strategic voting i.
|
|
152 |
Siyasal |
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme |
strategic voting i.
|
|
Computer |
|
153 |
Bilgisayar |
gösterinin en iyisi |
best of show i.
|
|
154 |
Bilgisayar |
kullanılabilen en iyisi |
best available i.
|
|
155 |
Bilgisayar |
olabileceğin en iyisi |
best possible i.
|
|
Telecom |
|
156 |
Telekom |
elden gelenin en iyisi |
best effort i.
|
|
Agriculture |
|
157 |
Tarım |
türünün en iyisi olan, yüksek şeker içerikli sulu saplı şeker kamışı |
noble cane i.
|
|
Religious |
|
158 |
Dini |
olası dünyaların içinde en iyisi olmasa da dünyanın iyi olduğu doktrini |
bonism i.
|
|
Philosophy |
|
159 |
Felsefe |
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisi |
optimism i.
|
|
160 |
Felsefe |
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisini benimsemiş kimse |
optimist i.
|
|
Abbreviation |
|
161 |
Kısaltma |
grubun en iyisi |
big (best in group) kısalt.
|
|
Slang |
|
162 |
Argo |
en iyisi/sağlamı |
it rules (it rulez) expr.
|
|